SOSYALİST BAAS REJİMİNİN ENFAL OPERASYONUNDAN KÜRTLERİN HİROŞİMASI: HALEPÇE KATLİAMI'NA
Birinci Dünya Savaşının sonlarına kadar bugünkü Irak ve Kürdistan coğrafyası Osmanlı Devleti'nin topraklarıydı. Kapitalist bir kapışma ve emperyalist bölüşüm savaşı hüviyetine sahip Birinci Cihan Harbi ile birlikte Osmanlı İmparatorluğu dağıldı. Osmanlı toprakları üzerinde onlarca yeni devlet kuruldu. Stratejik çıkar hesaplarına dayalı olarak İngiltere ve Fransa önce ‘gizli' Sykes-Picot anlaşmasıyla ardından Mondros Ateşkesi ve Sevr Antlaşması ile Kürdistan'ı ve Kürtleri paramparça etti. Suriye, Fransa'nın işgaline bırakılırken Irak ve Kürdistan'ın büyük bölümü İngiltere işgalinde kaldı. İngiltere, Irak'ın başına Emir Faysal'ı Kral olarak tayin etti. Uluslararası alanda romantizme ve idealizme yer vermeden iş yürüten İngiliz diplomatlar tarafından Kürdistan'ın büyük bölümünün Irak'a dâhil edilmesi gerektiği konusunda İngiliz Başbakan'ı Churchill ikna edildi. Osmanlı Devleti ile imzalanan Mondros Antlaşması sonrası 6 Kasım 1918'de İngiltere, Musul ve Kerkük'ü işgal etti. Sonra İngiltere 1922 İttifak Anlaşmasıyla Musul, Erbil, Süleymaniye ve Kerkük'ü yine kendisinin türettiği mandasındaki Irak'a bıraktı.
Milletler Cemiyeti'nin kararı doğrultusunda 1926 Yerel Diller Yasası ile Erbil ve Süleymaniye'de Kürtlerin kendi dillerinde öğretim görmelerine, kitap yayımlamalarına izin verildi. Bölgede çeşitli Kürt dernekleri kurulmuş ve giderek siyasi tutum almaya başlayınca İngiltere, bunları dağıtmıştır. Irak'taki Kürtlerin ekserisi Arap yönetimini kabul etmeyi reddediyordu. Şeyh Mahmud Barzani (Berzenci), 1922 yılında Süleymaniye'de kurulan Kürt yönetiminin başına getirilip “Kürdistan Kralı” ilan edildi. “Kürtlerin kontrol altında tutulmasından İngiliz komutan Noel sorumluydu. Barzani'yi Süleymaniye'nin komutanı tayin eden de oydu.” Böylece Irak'ta Kürtlere, Süleymaniye ile sınırlı bir otonom verildi. Kısa zaman sonra Şeyh Mahmud, Britanya yönetimiyle anlaşmazlığa düştü, İngiltere teslim olmasını istedi, ret cevabı alınınca 1923 yılında Süleymaniye'yi yeniden işgal etti. Şeyh Mahmud, Süleymaniye'den çıkmak zorunda kaldı. Bir yıl sonra da Kürtler, Musul'da ayaklandı ancak isyan bastırıldı ve Barzani, İngiliz sömürgesi olan Hindistan'a sürgün edildi.