Şehirden Kente-Küreselleşme ve Sosyal Değişim
ŞEHİRDEN KENTE: KÜRESELLEŞME VE SOSYAL DEĞİŞİM
Müslüm BOTAN
ÖZET
Modernleşme ve sonrasında küreselleşme sürecinin etkisiyle kültürler, sosyal ilişkiler, inanç ve ona bağlı değerler, hukuk, ekonomi, mekânsal kimlik gibi bir kaçını zikredebileceğimiz hususlarda çözülmeler başlamakta ve beraberinde dönüşümler yaşanmaktadır. Bu çözülmeler toplumların bütün dinamiklerinde eş zamanlı gerçekleşmesi yönüyle buna yaşamsal başkalaşım da diyebiliriz. Bu bakımdan modernleşme veya küreselleşme toplumsal zeminde cereyan eder; şehir ve kentleri merkez edinerek dolaşım ağı kurar.
Modernleşme, bu süreçte etki bakımında bir ön safhayı icra etse de hızlı dönüşümün arka planında küreselleşmeyi görmekteyiz. Esasında küreselleşme veya modernleşmeyi herhangi bir konu bağlamında ele aldığımızda, mutlak manada şehre/kente temas etmek durumundayız. Bu nedenle konunun bütünlüğü açısından şehir ve kenti, küreselleşme etkisi altında irdelemek isabetli olacaktır. Şehir ve kentten kastımız ise çok katmanlı bir muhteva içermektedir. Sosyal hayat, kültür, sanat, ekonomi, hukuk, siyaset gibi yaşamın her alanını kapsayan, dolayısıyla insanı çepeçevre saran bir olgudan söz etmekteyiz. Ancak burada öncelikle Kent ve Şehir ayırımını yapma ihtiyacının altını çizmek gerekmektedir. Şehir pratiği ile kent pratiği arasında farklılıklar hakikat niteliği taşırken, bu farklılıkları göz ardı etmek, konunun çözümlenmesini zorlaştıracaktır. Şehir, tanım ve muhtevasıyla kentten ayrışmaktadır çünkü. Bununla beraber, küreselleşme sürecinde şehirler özgünlüklerini kaybederek kentleşmeye başlar ve kent bir veçhiyle, şehrin dönüşümüyle nihai sonuç olarak vücut bulur. Bu anlamda şehrin küreselleşmeye maruz kalmasıyla eşzamanlı olarak kentleşme başlamaktadır.
GİRİŞ
Küreselleşme, dünyayı çok katmanlı ve geniş yelpazede etkileyen ve bu yüzden son zamanlarda üzerinde sıkça tartışılan bir kavramdır. Fikirsel bağlamda hakkında farklı tanımlamalar ve yaklaşımlar görmek mümkün olmakla beraber, küreselleşmeyi ele almak demek bir açıdan kente ve şehre temas etmek demektir. Çünkü bu meselenin varlık zemini kentler ve şehirlerdir. Küreselleşmeden kastımız bir etkileşim ise eğer, bunun toplumlarca icra edildiği gerçeğini de ifade etmemiz gerekecektir. Toplumlar ise kent/şehir sathında varlık bulduğu için, bu meselede merkezi bir yer teşkil eden şehir ve kenti küreselleşmeyle beraber zikretmek kaçınılmaz olmaktadır.
Konuyla ilintili olarak ‘küreselleşme-şehir' veya ‘küreselleşme-kent' gibi başlıklar literatürde karşımıza çıkmaktadır. Kent ve şehir kavramsal olarak çoğunlukla anlamdaş olarak kabul edilir ve metinlere de bu şekilde yansıtılır. Ancak pratik gerçeklikleri/yansımaları açısından ikisinin ayrı şeyler olduğu gerçeğini vazetmemiz gerekmektedir. Mekânın, fiziksel olarak vücut bulma sürecinde kültür, inanç ve ona bağlı değerlerden şekil aldığı gerçeği göz ardı edilmeden aralarındaki bütünsellik nazar-ı dikkate alındığında bu gerçeklik daha net görülebilir.
Esasında küreselleşmeden önce meydana gelen modernleşme süreci de çok yönlü bir değişimin adı olmuştur. Ancak modernleşme etkisi, küreselleşme etkisinden muayyen farklılıklar içermektedir. Modernleşmeyi kontrollü bir etkime olarak ele almak mümkündür. Daha çok devlet mekanizması tarafından batı üzerinden ithal edilip, yine devlet mekanizması eliyle vücut bulan bir süreç olarak algılamak mümkündür. Bu açıdan bakıldığında modernleşmede tayin edici bir tavır görürüz. Özellikle 20. yüzyıl başlarından itibaren modernleşmenin öngörüleri ve “getirileri” tüm coğrafyalara “ilham” kaynağı ve şehirlere bir takım müdahalelerin muharrik gücü olmuş olsa da 20. yüzyılın son çeyreğine kadar, özellikle doğu ülkelerinde, şehirler organizma yönüyle kendi karakterlerini büyük oranda muhafaza edebilmişlerdir. Ancak son çeyrekte küreselleşmenin etkisini göstermesi ve tabiatı itibariyle indirgemeci bir yaklaşım sergilemeden, kendi gerçekliğini küresel dünyaya -zamana yayılmış- akışkan bir yöntemle sunması sonucunda çok katmanlı şehir olgusu hızlı bir dönüşüm yaşamıştır. Bu veçhiyle bakıldığında, modernleşmenin somut müdahalelerine karşılık küreselleşme zamana yayılmış bir dönüşüme karşılık gelmektedir.
Modernleşmenin etki alanını az da olsa tanımladıktan sonra, bu analizimizde irdelemek istenilen konu, küreselleşmenin şehir üzerindeki dönüştürücü etkileri ve nihayetindeki sonuçlarıdır. Küreselleşmenin etki alanı ve sonuçları üzerinde durarak bir etkileyen bir de etkilenen unsur vurgusu yapılacaktır. Yani bir veçhiyle meseleye dair şu gerçeklik de ortaya konulmaya çalışılacaktır: Küreselleşmeyi bir akım (etkileyen) olarak kabul edersek eğer, küreselleşmenin etki ettiği zemin şehirdir; bu etkileşimin nihayetinde ortaya çıkan ürün ise kenttir. Şehrin varlığının yanı sıra, küreselleşmenin şehre temas ettiği yerlerde bu gerçeklikten bahsetmek mümkündür.
Bu metinde öncelikli olarak şehir kavramı incelenecektir. Şehrin kavramsal tanımını yapmaya, şehri sosyo-kültürel ve ekonomik yönden ele almaya ve fiziksel/metafiziksel açıdan karşılığını bulmaya çalışacağız. Akabinde şehir için mevzubahis edilen gerçeklerin kent ölçeğinde nasıl zemin bulduğu veya daha doğru bir ifadeyle zemin bulup bulmadığını tartışacağız. Bu iki kavramın hangi dinamiklerden ötürü ayrıştığını irdeleyeceğiz. Akabinde küreselleşmenin bu iki kentle olan ilişkisini, bir nevi ikisi arasında kurduğu denklemi çözmeye çalışacağız.