RUSYA YAYILMACILIĞI VE BATI'NIN ÇARESİZLİĞİ
Rusya, yüzyıllar boyu Moskova Knezliği olarak etkisiz bir devlet konumunda iken Rus Çarlığına dönüşmesi (1547) ve imparatorluk hâline gelmesiyle (1721) bölgede söz sahibi olmuş hem topraklarını hem de hinterlandını genişleterek bir dünya gücüne dönüşmüştür. Sovyetler Birliği (SSCB) süreci, Rusya'yı Asya ve Avrupa kıtalarının dışına taşımış; Sovyetlerin yıkılmasından sonra Rusya bir sarsıntı yaşamışsa da kendini yeniden toparlamış ve gerek bölge gerek dünya siyasetinde güçlü bir taraf olarak kendisini kabul ettirmiştir.
Rus Çarı I. Petro'nun (1725) hayalini süsleyen günümüz terimiyle Avrasyacılık diye adlandırılan politik yaklaşım, güncellenerek günümüzde Rusya tarafından hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşım, Rusya'yı eski Sovyet Cumhuriyeti Ukrayna'nın aleyhine genişlemeye yönlendirirken onun diğer Sovyet Cumhuriyetleri üzerindeki etkisini artırmakta, bununla beraber sair Avrupa ve Asya ülkeleri ile de ilişkilerini etkilemektedir.
İstihbarat kökeninden gelen ve 1999 yılından bu yana başkanlık koltuğunda oturan Vladimir Putin'in Avrasyacı politikaları, Batının kâbusu olmuş durumdadır. Putin, Batı'nın ihtilafa düştüğü konuları profesyonelce kullanarak Rusya lehine dönüştürmektedir.
Analizimiz, Rusya'nın büyük genişleme siyaseti ve buna konjonktürel çıkarlar darlığında cevap veren Batı'nın Ukrayna politikasını değerlendirmektedir.