Muhammed Abduh ve Düşünceleri
Muhittin Ay
Muhammed Abduh son yüzyılda üzerinde en fazla konuşulan ilim adamlarından biridir. Onu selefi hareketin temsilcisi sayanlar olduğu gibi modernist İslam anlayışının temsilcisi kabul edenler de bulunmaktadır. Dinde reform yapmak isteyenlerin üstadı şeklinde eleştirenler de mevcuttur.
Muhammed Abduh İslam dünyasının siyasi, askeri ve fikri anlamda yenildiği bir çağda yaşamıştır. Dolayısıyla bu yenilgiye kendi penceresinden çözümler aramıştır. Hayatı boyunca kendi zaviyesinden taklitçiliğe karşı mücadele etmiştir. Siyasi yaşamındaki karmaşıklıklar aleyhinde ciddi tenkitlerle beraber soru işaretlerinin oluşmasına neden olmuştur. İngilizlerle işbirliği yapması, İngiliz işgali döneminde Mısır müftülüğüne getirilmesi hakkındaki soru işaretlerindendir. Hocası Efgani ile beraber Mason Locası'na kaydolması Beyrut'ta dinler arası diyalog faaliyetlerinde bulunan bir dernek kurması eleştirilere konu olmuştur. Abduh'u Seyyid Ahmed Han'a benzetenler olsa bile onun bu denli eleştirilmesinin insafsızlık olduğunu düşünüyoruz. Zira Hint Alt kıtasındaki reformistler tamamen İngiliz siyasetine ve kültürüne yamanan faaliyetlerde bulunmuşlardır. Ancak Efgani ve Abduh'un siyasi yollardan Müslümanlar lehine faydalanma yoluna gittikleri daha gerçekçi görünmektedir. Ancak her insan gibi içtihatlarında fikirlerinde hata yapmış olmaları muhtemeldir.
Aydınlanmanın etkisiyle aklı öncelemesi tefsirinde akılcı yorumlara giderek mucizeleri aklileştirme gayreti haklı tenkitlere neden olmuştur. Avrupa'da görüştüğü bazı felsefecilerin etkisinde kalarak insanın yaratılışı ile ilgili konularda evrimci görüşe yakın tevilleri ciddi tenkitlere yol açmıştır. Abduh'un takipçisi Muhammed Esed batıni sayılabilecek yorumlamalara gitmiştir.
Yine Abduh'un vahyi insandaki irfan olarak tanımlaması, Fazlurrahman'ın tarihselci Kur'an anlayışının kapılarını açmıştır. Zira Fazlurrahman'a göre vahiy, fikir ve söz olarak Peygamber'in ruhunda ve zihninde meydana gelmiştir. Ahkama uygulanan tarihselciliğin bugün akaid alanına da taşınma çabalarının altında Abduh'un vahyi akli form içindeki izahı onun en fazla eleştiri aldığı noktadır.
Bu eleştirilere rağmen Abduh'un pozitivizme ve yükselen oryantalizme karşı İslam'ı savunmak için verdiği mücadeleyi dönemin koşullarından dolayı anlamak gerekir. Zira Batının her alandaki hâkimiyeti ve İslam geleneğinin buna “cevap veremiyor” görüntüsü çizdiği bir dönemde yaşayan Abduh'un ortaya koyduğu reaksiyoner fikirler eleştiriyi hak etse de bir parça müsamaha gösterilmeyi hak etmektedir.