İletişim Bilgileri     Arama

Genç Yaşta Evlilik Konusunun Hukuki Sorunları ve Çözüm Yolları

  • Anasayfa
  • Analiz
  • Genç Yaşta Evlilik Konusunun Hukuki Sorunları ve Çözüm Yolları
Genç Yaşta Evlilik Konusunun Hukuki Sorunları ve Çözüm Yolları

Genç Yaşta Evlilik Konusunun Hukuki Sorunları ve Çözüm Yolları

GİRİŞ

15 Nisan 2020 tarihinde yürürlüğe giren “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” içerisinde kısmi af olarak nitelendirebileceğimiz hükümler mevcuttu. Nitekim bu hükümlerin uygulanmasıyla 90 bine yakın hükümlü tahliye edildi. Bu kanundan özellikle toplumda “genç evlilik mağdurları” olarak nitelendirilen ve genç yaşta evlendikleri için kocaları yüksek cezalarla cezaevine atılan kadınların büyük bir beklentisi vardı. Ancak, mezkûr kanun cinsel suçları kapsam dışına bıraktığı için ve bu kesimin mağduriyetini gidermek için hazırlanan maddenin de taslak metne alınmamasıyla beraber mağdurların beklentisi sonuçsuz kaldı. Kanaatimizce cinsel suçların kapsam dışına bırakılması isabetli iken, genç evlilik mağdurlarına yönelik bir düzenlemenin olmaması isabetsiz olmuştur. Genç evlilik mağdurları birçok platformda yaşadıkları sıkıntıları dile getirmelerine rağmen bu konuda bir düzenlemenin yapılmamış olması bu mağduriyetin devam edeceğini gösteriyor.

Bu konu, başta aile kurumunu etkilediği için üzerinde önemle durulmayı hak ediyor. Zira verilen cezalardan maddi ve manevi olarak başta anne ve çocuklar etkileniyor. Aile kurumunun 1982 Anayasası tarafından düzenlenmesi ve bu konuda devlete pozitif yükümlülük getirmesine rağmen devlet tarafından bu meselenin çözüme kavuşturulmaması da yine eleştiri konusudur.

Toplumun dinine, sosyolojisine ve beklentilerine aykırı olan bu durumun çözüme kavuşturulması çocukların geleceği, ailenin korunması ve evlilik birliğinin devamı açısından büyük bir öneme haizdir. Bu çalışmanın amacı genç evlilik konusuna dikkat çekmek, sorunun boyutlarını ortaya koymak ve soruna çözüm önerileri sunmaktır.

 

Genç Evlilik Meselesi Nedir?

 Mesele, aralarında dini nikâh akdetmiş taraflardan özellikle kız tarafının Türkiye'de olağanüstü evlilik yaşı olan 16 yaşından küçük olması ve daha sonra kurulan ailenin çocuk sahibi olmasıyla olayın soruşturmaya daha sonrasında kovuşturmaya tabi olmasından ibarettir. Bu kovuşturma sonucunda da erkek olan eşler hakkında cinsel istismar suçundan 8-15 yıl arasında değişen hapis cezalarına hükmedilmesi ve bunun Yargıtay'ca onanması ise toplumda tartışılan asıl mevzudur. Yargılama süresinin 5-10 sene sürmesi de olayın ayrı bir boyutu; çünkü hüküm kesinleşinceye kadar bahse konu taraflar 20 yaşını aşan ve birkaç çocuk sahibi birer aile olmaktadır. Tabi bu noktadan itibaren bu sorunun çözümü yasama organının omuzlarında olup tartışmalar da bu bağlamda ideolojik çekişmeler içerisin de düğümlenmektedir.

Konu şu ana kadar iktidar partisi ve daha sonrasında ana muhalefet partisi tarafından çözülmek istendiyse de mutabakat sağlanamayıp başarılı olunamadı. En son ceza infaz düzenlemesiyle tekrar gündeme gelen bu mevzu toplumun bir kesiminin "tecavüzcülere af geliyor" söyleminden de nasibini aldı. Son olarak Ak Parti Afyon Milletvekili Ali Özkaya sosyal medya hesabından "..1938'den 2002'ye kadar 64 yıl evlilik yaşı 14 iken bir anda 16 oldu. Toplumun binlerce yıllık geleneğinin bir günde değişeceğini düşünen Bilim(!) Hocaları, hiçbir onarıcı adalet kurumu koymadan kanun tasarısı hazırladı. Çocuklar ailelerinin ve kendilerinin rızası ile evlendi. Çocuk sahibi oldu, mutlu yuva kurdular. Aradan 5-10 yıl sonra 8-15 yıl arasında hapis cezaları geldi. Eş, anne, baba ve aile hapiste, ama gelin ve çocukları çaresiz tek başına kaldı. Devlet 16 yaşına gelince bunlara evlenme cüzdanı da verdi. Resmî olarak eşi olan kişi, çocuk istismarcısı diye hapse girdi. Neden, 90 yıllık TCK değişmesi sonucu 20 maddelik cinsel suçlar 4 maddeye indirilmiş ve hepsi de cinsel dokunulmazlık suçu olmuş. Çünkü Bilim(!) öyle istemiş. Yaklaşık 3.000 ailede yıllardır eş ve çocuklar babasının hapisten çıkıp mutlu ailesine dönmesini bekliyor. Cebir, şiddet, tehdit ve hilenin olmadığı ve ailelerin rızasına dayalı olarak devletin “evlilik” cüzdanı verdiğinin infazını durdurmak, toplumsal bir yarayı tedavi etmektir. Millete bu zulme sebep olanların bunu anlamasını beklemiyoruz, bari geçmişte yaptıklarından utanıp sussunlar." açıklamasında bulundu.

...

Çalışmanın Tamamına PDF Formatında Ulaşmak İçin Tıklayınız.