Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM), 13 Nisan 2019 tarihinde Yazar Abdulhakim Sonkaya'nın katılımıyla “Zevk Çağında Günah ve Özgürlük Paradoksu” konulu seminer etkinliği düzenledi.
Konuşmasına özgürlük ve aşk birlikteliğine vurgu yaparak başlayan Sonkaya: “ Özgürlük insanın tutkusudur. İnsan özgürlüğü ve aşkı arar. Hürriyet aşk ile olmalıdır. Buradaki aşkı siz; hedef, dava, amaç olarak da anlayabilirsiniz. Burada özgürlüğün aşk ile birlikte olması gerekir. Aşksız yani hedefsiz, gayesiz özgürlük avareliktir. Esasında bugün önümüze sunulan özgürlükte aşksızdır, hedefi yoktur, yolda giden ancak bir menzili olmayan araç gibidir. Dolayısıyla özgürlükten ziyade avareliktir. Böyle bir özgürlük anlayışı da insanı yorar, o özgürlükteki tutkuyu yok eder. Tıpkı hareket halinde olan ancak bir hedefi, durağı olmayan araç gibi hararet yapar ve hareket edemez olur.” diye konuştu.
Günümüzde toplumda bazı yanlış algıların olduğunu belirten Sonkaya: “ Günah bir özgürlük alanı mıdır, helal bir disiplin midir? Günümüzde her Müslümanın bunları kendine sorması gerekir. Arkadaşlar Kur'an'da yasaktan ziyade bir tehlike algısı vardır. Örneğin zinaya yaklaşmayın diye buyurur Kur'an. Burada bir tehlike algısı vardır yani o sizin için tehlikelidir. Bunun için bizde günah bir özgürlük alanı değil bir tehlike alanıdır. Bugün yolda yürüdüğünüzde elektrik çarpma ihtimali olan trafolarda ‘tehlikelidir yaklaşmayınız' diye uyarı yazısıyla karşılaşırsınız. Şimdi siz bunun özgürlüğü sınırladığını söyleyebilir misiniz? İslam'da, günahın bir tehlike alanı olduğunu belirtir ve bu durum da özgürlüğün sınırlandığı anlamına gelmez. Diğer bir husus da helallerdir. Biz de helaller bir disiplin değil, yaşam tarzıdır. Biz helalleri yaşarız onları disipline etmeyiz. Çünkü asıl olan helaldir, haramlar ise istisnadır. Bunun için bir Müslüman sürekli koruma dürtüsüyle hareket etmemeli. Esas olan helalleri yaşamaktır.” dedi.
Toplumun, Müslümanlığından ve dindarlığından mutluluk duymadığını belirten Sonkaya: “ Bizde keyifli olma sorunu var. Yaşadığımız hayattan keyif alamıyoruz. Bundan dolayı başkaları bizim yaşantımızın özgürlüğümüzü kısıtladığını zannediyor. Hâlbuki biz İslam'ın özünü kavrasak ve bunu yaşarken keyif alsak başkaları kendi hayatlarını sorgular ve bizim hayatımıza özenirler. Bu anlamda yaşarken ehli keyf olmalıyız. Hayattan lezzet aldığımızı göstermeliyiz. Bu minvalde günümüzde vaizlerimiz sürekli yasaklamaktan, haramdan bahsederler. Bu yanlış bir yöntemdir. Böyle yaparak haramı dolaylı olarak cazibeli kılmaktadırlar. Yapılması gereken İslam'da var olan hikmetlerin anlatılmasıdır. İslam'da hüküm verilmiştir, hükümler bellidir. Vaizlerimize düşen bu hükmün hikmetlerini anlatmaktır. Sürekli haramları gündem yaparak, onları konuşarak bir yere varılmaz ve bu şekilde de İslam'ın tadı alınmaz. “ diye belirtti.
Konuşmasının sonunda helal ve harama vurgu yapan Sonkaya: “ Günah akıllandırır, helaller ise analiz gücünü arttırır. İnsanlar günahın cazibesine kapılıp günah işlerler ancak sonrasında pişman olup akıllanırlar, tövbe ederler. Helal ise insanı sakinleştirir ve kavrama, tahlil etme gücünü arttırır. Bugün gençliğin önünde iki yol var, ya helallerin keyfine varır onları yaşar veya günahı yaşar sonrasında pişman olup tövbe eder. Biz de diyoruz ki kobay olmayın. Haramları yaşayarak kobay haline gelmeyin zira geleceğiniz yer yine helallerin olduğu yerdir.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Seminer soru ve cevap bölümünün ardından sona erdi.