Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM), 23 Aralık 2017 tarihinde, Fatih'te bulunan genel merkezinde, Mirasımız Derneği'nden Gazeteci-Yazar Halis MUTLU'nun katılımıyla "Kudüs İslâmındır" konulu seminer etkinliği düzenledi.
Kudüs'ü, siyaseten gündemde olmasından dolayı konuşmadıklarını belirten Mutlu: “İşgalcilerin ara ara saldırmasıyla veya emperyalist ülkelerin Kudüs ile ilgili aldıkları yanlış kararlardan dolayı Kudüs'ü gündem etmiyoruz biz. Kudüs, biz Müslümanlar için kutsal olduğundan dolayı Kudüs'ü konuşuyoruz. Kudüs, İsra ve Miraç olaylarının yaşandığı yer olduğu için konuşuyoruz. Kudüs işgal edilmek suretiyle elimizden alınan kutsal emanetimiz olduğu için konuşuyoruz. Kudüs'ü ara ara yaşanan bazı olaylardan dolayı gündemde tutmak ve sonrasında tekrar geri çekilip susmak biz Müslümanlara yakışmamaktadır.” diye konuştu.
Kudüs'ün yeryüzünde yapılan ikinci mescit olduğunu söyleyen Mutlu: “Kâbe'den sonra yeryüzünde inşa edilen mescit Beytül Makdis'tir yani Mescid-i Aksa'dır. Kâbe'nin ilk inşasından yaklaşık 40 yıl sonra Mescid-i Aksa inşa edilmiştir. Kâbe'nin kıble olmasına kadar da Allah'ın huzuruna çıkmak için Müslümanların döndükleri ilk kıblesi olmuştur. Yapımından sonra zaman içerisinde farklı nedenlerden dolayı yıkımlara uğrayan Mescid-i Aksa, en son Emeviler döneminde bugünkü şekliyle restore edilmiştir.” dedi.
Kudüs denilince, Mescid-i Aksa denilince Müslümanların zihninde net bir şey canlanmadığını söyleyen Mutlu: “Mescid-i Aksa dediğimiz zaman çoğumuzun zihninde net bir mekân belirmiyor. Aslında Mescid-i Aksa'nın külliyeyi andıran bir yapısı vardır. İçerisinde Kubbetü's Sahra, Kıble Mescidi gibi farklı 5 mescit, şadırvanlar, dersaadetler, İslâm Eserleri Müzesi gibi mekânlar bulunmaktadır. Mescid-i Aksa'nın etrafında toplamda 15 kapı bulunmaktadır ancak sultan Selahaddin Kudüs'ü fethettikten sonra güvenlik gerekçesiyle kapı sayısını 10'a indirmiştir. Bir kapı tümüyle İşgalci İsrail'in elindedir ve işgalci tüm saldırılarını bu kapıdan yapmaktadır. Müslümanlar Mescid-i Aksa ve Kudüs hakkında çok az malumata sahip ve maalesef kendi kavramlarımız yerine Yahudilerin uydurduğu menkıbelerde geçen kavramları kullanıyoruz. Örneğin, Burak Mescidi'nin duvarına hepimiz “ağlama duvarı” diyoruz hâlbuki orası ağlama duvarı değil, Burak Mescidi'nin duvarı, haliyle Burak Mescidi oluyor. Yine Kudüs'ü doğu, batı diye ayırmak işgalci yahudilerin kullandığı bir tabirdir. Kudüs'ü bölmenin hiçbir akli izahı olamaz, zaten bu Müslümanca da değildir.” diye konuştu.
Kudüs'ün kutsiyetinin Kur'an'dan geldiğini belirten Mutlu: “Allah, Kur'an'da sadece Mescid-i Aksa'yı değil, aynı zamanda etrafını da bereketli kıldığını söylemektedir. Kudüs'te yaşanan tüm olaylar Kur'an'ın anlatımıyla bir nevi tescillenmiş olaylardır. Hz. Süleyman, Hz. Davud, Hz. Zekeriya, Hz. Yahya, Hz. Meryem, Hz. İsa ve en son Hz. Muhammed (sav) gibi peygamberlerin gelip geçtiği ve neredeyse tümünün Kur'an ayetleriyle belirtildiği kutsal ve bereketli bir mekândır. Yahudiler, kutsal mekân olan Mescid-i Aksa'yı ve bereketli olan etrafını ele geçirmek için her türlü haksız ve hukuksuz işleri yapmakta, bu doğrultuda Mescid-i Aksa'nın altına tüneller kazıp sinagoglar açmakta ve etrafında bulunan Filistinli yerleşimcilerin evlerini gasp edip onların evlerine el koymaktadır.” diye konuştu.
Son olarak Kudüs'te çarpışanların ümmetin onurunu koruduğunu söyleyen Mutlu: “Kudüs'te Mescid-i Aksa'yı işgalci askerlerden korumak için direnen halk, ümmetin onurunu korumaktadır. Esas itibariyle onlar bize muhtaç değiller, aksine kendi onurumuzu muhafaza etmek için biz onlara muhtacız. Bizim asıl görevimiz yediden yetmişe tüm insanlarımıza Kudüs sevdası aşılamaktır, Kudüs'ü her zaman hatırda tutmaktır ve Kudüs'ün özgür olacağı günleri düşleyip bu uğurda çaba harcamaktır.” dedi.
Seminer etkinliği soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.