İletişim Bilgileri     Arama

SDAM Seminer Etkinliği: 'Cemaat-i İslâmî ve Hint Kıtası Müslümanları'

  • Anasayfa
  • SDAM Seminer Etkinliği: 'Cemaat-i İslâmî ve Hint Kıtası Müslümanları'
SDAM Seminer Etkinliği: 'Cemaat-i İslâmî ve Hint Kıtası Müslümanları'

SDAM Seminer Etkinliği: 'Cemaat-i İslâmî ve Hint Kıtası Müslümanları'

Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM), 11 Şubat 2017 tarihinde Gazeteci-Yazar Turan Kışlakçı'nın katılımıyla “Cemaat-i İslâmî ve Hint Kıtası Müslümanları” konulu bir seminer düzenledi. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı'nın dağılması sürecinde Hint kıtası Müslümanlarının, Hilafet kurumunu ayakta tutmak için, sergilediği fedakârlıkları anlatan Kışlakçı konuşmasında ağırlıklı olarak, Cemaat-i İslâmî'nin kurucusu Seyyid Ebu'l A'lâ el-Mevdudî'nin hayatından söz etti.

Hint Kıtası Müslümanları Hilafete Vefa Gösterdiler

Osmanlı'nın parçalandığı dönemlerde Hint kıtası Müslümanlarının büyük fedakârlıklar gösterdiğini belirten Kışlakçı, Müslümanların Hilafet Hareketi isimli bir teşkilat oluşturduğunu, Mevdudî'nin de henüz 20 yaşına bile varmadan bu hareketin genel sekreterliğine getirildiğini belirtti. Kışlakçı, “Hint Müslümanları o dönemde dünyadaki tek bağımsız İslâm devleti olan Osmanlı'nın ayakta kalması için seferberlik başlattılar. Mevdudî de güçlü hitabetiyle bu hareketin gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Onun hitabetiyle kitleler Osmanlı'ya yardım etmek için, zayıflamış bile olsa Hilafet kurumunu ayakta tutmak için yardım kampanyaları tertiplediler. Toplanan paralar Osmanlı'ya gönderildi. Yardımlar ulaştığında Osmanlı fiilen çökmüş olduğundan o paralar Ankara hükümetinin eline geçti ve İŞ Bankasının kuruluşunda sermaye olarak kullanıldı.” dedi.

Mevdudî Neslimizin Gördüğü Ender Şahsiyetlerden Biridir

Kışlakçı sık sık Mevdudî'nin hayatından kesitler sunduğu konuşmasında, “Mevdudî henüz 4 yaşında iken Kur'an-ı Kerim'i ezberlemiştir. Zekâsından dolayı kendisine nazar değeceğinden korkan babası onu okuldan almış, kendi verdiği dersler ve özel olarak davet ettiği hocalar ile onu eğitmiştir. 20 yaşına ulaşmadan tercüme yoluyla eserler telif eden Mevdudî bazı gazete ve dergilerde de editörlük yapmıştır. Çok bereketli bir hayat yaşamış, her anını programlı bir şekilde ümmetin ihtiyaç duyduğu tüm alanlarda eserler telif ederek geçirmiştir. Yılmadan, yorulmadan ümmetin sorunları ile meşgul olmuş; ilmin gereği olan amel etme boyutunu da ihmal etmemiştir. Hatta yazılarının, anlatılan mesajın ruhuna uygun olması için peygamberlerin dolaştığı yerleri yaya olarak gezmiş, onların manevi atmosferini teneffüs etmiştir. Yaşayarak yazdığı yazılar, henüz genç yaşta olmasına rağmen milyonlarca insanı etkilemiştir. Kendisinden yaklaşık 30 yaş büyük olan Muhammed İkbal bile onun “İslâm'da Savaş Hukuku” isimli eserinden fevkalade etkilenmiştir.” dedi.

Mevdudî Asla Tekfirci Değildi

Mevdudî'nin bazı kesimler tarafından yanlış tanındığını ve tanıtıldığını aktaran Kışlakçı, onun Müslümanları asla hedef tahtasında oturtmadığını aksine Müslümanlara şefkat ve merhametle yaklaştığını, lakaplarından birisinin de “Ümmetin Babası” olduğunu söyledi. Kışlakçı, “Mevdudî'nin kimi eserleri, tercümelerin onun kalitesini tam olarak yansıtamamasından dolayı mana olarak doğru fakat ruh olarak eksiktir. Mevdudî Urduca'yı edebi düzeyde en etkili kullanan kimselerden biridir. Bu yüzden tercümeleri, orijinal eserlerin ruhunu tam olarak veremiyor. Ayrıca “Kur'an'a Göre Dört Terim” gibi eserleri de yazıldığı coğrafya göz ardı edilip bağlamından koparıldığı için Mevdudî'nin yanlış tanınmasına sebebiyet veriyor. Mevdudî o eserini zamanının Müslümanlarına doğru bir İslâmî anlayış sunmak, onları uyarmak maksadıyla yazmıştı. Yoksa onları tekfir etmek, dışlamak ve ötekileştirmek için değil. Mevdudî tasavvuf aleyhinde bulunmadı, asla mezhebî tartışmalara girmedi. Ona göre olması gereken tasavvuf ile cemaati mezcetmek ve cemaati öne çıkarmaktı. Amacı seküler bir çağda İslâm'ın sesini daha gür bir sesle duyurmaktı. O İmam Gazâlî'yi ve İmam Rabbânî'yi müceddid olarak kabul etmektedir.” dedi.

Cemaat-i İslâmî'nin Kurulması

Cemmat-i İslâmî'nin, İslâm âleminin kurtuluşu için Muhammed İkbal tarafından bir proje olarak başlatılan İslâmköy bölgesinde bulunmuş bir grup âlimin, Mevdudî önderliğinde bir araya gelmesiyle 1941'de kurulduğunu söyleyen Kışlakçı, Cemaat-i İslâmî'nin Pakistan ve Hindistan'da büyük bir kitleye ulaştığını, bugün bile milyonları harekete geçirme kabiliyeti olduğunu fakat buna rağmen siyasi parti olarak seçimlerden çok düşük oy aldığını söyledi. Cemaatin ibadete azamî önem verdiğini belirten Kışlakçı, “Cemaat-i İslâmi'de yönetici olacak kişilerin her gün istisnasız teheccüde kalkması gerekir, her gün en az bir cüz Kur'an okuması ve nafile oruç ile birlikte diğer nafile ibadetlerini aksatmadan devam ettirmesi gerekir.” dedi.  Cemaatin bugün etkin olduğu bölgelere de değinen Kışlakçı, Pakistan, Hindistan ve Bangladeş gibi farklı ülkelerdeki Cemaat-i İslâmî teşkilatlarının aralarında organik bir bağ olmadığını belirtti.

Program soru cevap bölümünün ardından, katılımcıların yazar Turan Kışlakçı'ya kitap imzalatması ile sona erdi.

Etkinlik Bilgileri

  • Etkinlik Adı: SDAM Seminer Etkinliği: 'Cemaat-i İslâmî ve Hint Kıtası Müslümanları'
  • Etkinlik Yeri: SDAM'ın İstanbul Fatih'teki genel merkezinin seminer salonu
  • Başlangıç Tarihi: 11-02-2017 11:30
  • Bitiş Tarihi: 11-02-2017 13:00