İletişim Bilgileri     Arama

SDAM Seminer Etkinliği: "Arap Baharı'ndan 15 Temmuz'a Türkiye-Batı İlişkileri"

  • Anasayfa
  • SDAM Seminer Etkinliği: "Arap Baharı'ndan 15 Temmuz'a Türkiye-Batı İlişkileri"
SDAM Seminer Etkinliği:

SDAM Seminer Etkinliği: "Arap Baharı'ndan 15 Temmuz'a Türkiye-Batı İlişkileri"

SDAM SEMİNER ETKİNLİĞİ:
“ARAP BAHARI'NDAN 15 TEMMUZ'A TÜRKİYE-BATI İLİŞKİLERİ”

Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM), 29 Ekim 2016 tarihinde İstanbul Fatih'teki genel merkezinin seminer salonunda, “Arap Baharı'ndan 15 Temmuz'a Türkiye-Batı İlişkileri” konulu seminer etkinliği düzenledi. Semineri, İstanbul Ticaret Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Bekir TANK gerçekleştirdi.

‘Çıkar Merkezli' Politik Yaklaşımlar Batı'nın Ana Karakterini Oluşturmaktadır

Batı'nın kendisi dışında kalan dünyayla kurduğu ilişkiyi doğru tahlil etmek gerektiğine işaret eden Tank, “Batı, kendisi dışındaki toplum ya da devletlerle ilişkilerini daima sömürü zemininde gerçekleştirmiştir. Başka bir deyişle ‘çıkar merkezli' politik yaklaşımlar, Batı'nın ana karakterini oluşturmaktadır. Uzak geçmişte Afrika'nın sömürgeleştirilip milyonlarca Afrikalının Amerika'ya köle olarak götürülmesi ile Hindistan ve Amerika'nın ‘keşfi'nden yakın geçmişteki Afganistan, Irak ve diğer işgallere kadar bu çıkar eksenli ilişki sistematiği aynıdır” dedi. Buradaki “çıkar”dan kastın gayri meşru olan çıkarlar olduğuna dikkat çeken Tank, Batı'nın Müslüman-Hıristiyan ayırımına bile gitmeden sömürü çarkına gücünün yettiği herkesi kattığını sözlerine ekledi.

‘Arap Baharı' Batı'nın Desteklediği Diktatöryel Sistemlere Karşı Bir Hareketlenmeydi

Tank, Batı'nın I. ve II. Dünya Savaşları'ndan sonra İslâm coğrafyasında yapay devletçikler oluşturduğunu ve kendisine yakın diktatörler eliyle bölgenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını bugüne kadar sömürdüğünü, ancak bu düzenin ilk olarak 2011 yılında meydana gelen “Arap Baharı” ile sarsıldığını belirtti. Ayrıca Batı'nın Arap Baharı'nı ilk başta destekliyor görünmesinin nedeninin kurulu düzenini yeni diktatörler üzerinden devam ettirmek olduğunu, fakat inisiyatifin Müslümanların eline geçmesini önleyemeyeceğini görünce, Arap Baharı'nı bastırmak için elinden geleni yaptığını ifade etti.

Batı'nın statükoyu koruyamayacağına kesin kanaat getirdikten sonra Arap Baharı'na karşı topyekûn bir saldırıya geçtiğini ve bir yandan medya aracılığıyla dünya kamuoyunu manipüle ettiğini söyleyen Tank, Türkiye ile Batı'nın Arap Baharı'na yaklaşımlarının da birbirine tamamen zıt olduğunu ve rekabetin de ötesinde aralarında bir çeşit savaş bulunduğunu sözlerine ekledi. Batı'nın demokrasi ile ilişkisini Mekke müşriklerinin helvadan yaptıkları putları ile girdikleri ilişkisiye benzeten Tank, Batı'nın Tunus, Cezayir ve Libya'da Arap Baharı'nı bastırmakla kendileri için “tehlike” olan şeyi şimdilik itibariyle bertaraf ettiğini ve Mısır'da seçilmiş bir hükümete karşı gerçekleştirilen darbeyi desteklemekle kendileri dışındaki bir demokrasiye saygısının olmadığını gösterdiğini ifade etti.

Türkiye'nin bölgedeki nüfuzunu arttırmasından ve Arap Baharı'nı desteklemesinden ciddi bir şekilde rahatsız olduğunu, bu rahatsızlığını da ilk olarak Mısır'da seçilmiş hükümete karşı yapılan darbeye verdiği destekle gösterdiğini belirten Tank, Batı'nın IŞİD, PKK ve FETÖ gibi yapılar üzerinden Türkiye'ye karşı bir saldırıya geçtiğini, 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine olan desteğini de bu saldırının devamı olarak okumak gerektiğini söyledi.

15 Temmuz Süreci Batı'nın Gerçek Yüzünü Açığa Çıkardı

Batı'nın gerçekten güvenilemez bir aktör olduğunu ancak ‘Arap Baharı' sürecinde kavrayan Türkiye'nin Batı'nın bu ikiyüzlülüğünü artık yüksek bir sesle dillendirmeye başladığını, Batının bu süreçte yanlışlarından vazgeçmek yerine bölgedeki devletlerin kendi meşru çıkarlarını koruyamaması oranında  saldırganlaşabileceğine dikkat çeken Tank, Batı'nın bölgemizi yeniden dizayn etmeye yönelik olan bu harekâtını boşa çıkarmanın yolunun da bölgedeki bütün devletlerin meşru müdafaalarını birlikte yapmalarından geçtiğini söyledi.

Afganistan İç Savaşı'ndan Ders Çıkarabilseydik Bugün Irak ve Suriye'yi Yaşamazdık

Seminerin soru-cevap bölümünde, 1990 yılında yazdığı ve İslâmî çevrelerde oldukça ses getiren “Cihadı Kuşanan Topraklar: Nemrut Dağı'ndan Hindukuşlara” adlı kitabına dair bir soru üzerine Tank, “1988-89 yılında Afganistan'da yaşayıp gözlemlediklerimden yola çıkarak yazdığım bir eserdi. Ana teması, Sovyetler'e karşı mücadele eden mücahit gruplarının başarıya ulaştıktan sonra nasıl kendi aralarında ihtilafa düşüp çatışmaya girdikleriydi. Birlik olup dış düşmana yöneldiklerinde zafer elde eden Müslümanlar, işgal sonrası birlikte yaşamayı başaramayınca, güçlerini de yitirmiş oldular. Afganlılar kendi yaşadıklarından sağlıklı bir ders çıkaramadıkları gibi, bizler de aynı hatayı yaptık. Eğer o günlerde Afganistan'da yaşanan dramatik olaylardan gereken dersleri çıkarabilseydik, bugün Irak ve Suriye ve diğer ülkelerde benzer manzaralarla karşılaşmayacaktık” dedi.

Tank, kitabında mücahitlerin başarılarının yanında kimi yanlışlarına da yer verdiği için takdir edilmek yerine haksız eleştirilere maruz kaldığını, oysa zaaflarımızı gidermemiz için yapıcı eleştirilerin her zaman olması gerektiğini ifade ederek konuşmasını bitirdi.

Etkinlik Bilgileri

  • Etkinlik Adı: SDAM Seminer Etkinliği: "Arap Baharı'ndan 15 Temmuz'a Türkiye-Batı İlişkileri"
  • Etkinlik Yeri: SDAM'ın İstanbul Fatih'teki genel merkezinin seminer salonu
  • Başlangıç Tarihi: 29-10-2016 11:30
  • Bitiş Tarihi: 29-10-2016 13:00